Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

",. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. Sislerin ardında güneş. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Her şey tablo gibi. Hepsi de küçük ve sevimli. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. . . Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Biraz ileride büyükçe bir alan. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Sağ, sol eski yapı. Yamaçlarda üzüm bağları. Büyük bir Yunan tapınağı. Ludwig’in kalıtı. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Orada bir heykel. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. . Kendine vadiler açıyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Tepede bir tapınak. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. 18. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Regensburg’da. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. . Çevresine hiç uymayan bir yapı. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Heybetli ve gururlu duruyor.

Tuna kıyısında bir gün...

Uzaklardan bir köprü görünüyor. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Orada bir heykel. . 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Her şey tablo gibi. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. . Kendine vadiler açıyor. Sağ, sol eski yapı. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Büyük bir Yunan tapınağı. . . Sislerin ardında güneş. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. 18. Ludwig’in kalıtı. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Regensburg’da. Tepede bir tapınak. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Hepsi de küçük ve sevimli. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Yamaçlarda üzüm bağları. Sislerin ardından güneş çıkıyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Biraz ileride büyükçe bir alan. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. ",.